Türkiye’nin yeni ekonomik programı, büyüme ve dengelerle süslenmiş parlak grafiklerle anlatılıyor. Ancak sofralarda boş tabaklar büyüyor. Mutfak enflasyonu, gündelik hayatın en keskin gerçeği olarak karşımızda.
Ama siyaset sahnesinde bu tabloyu gören var mı?
Partiler, liderler, temsilciler birbiriyle “hangi koltuk kimin olacak?” kavgasına tutuşmuş durumda. Kaybetme korkusu ile kazanma hırsı arasına sıkışmış bu siyaset dili, sofradaki sessizliği işitmiyor.
Oysa en büyük soru, kimin oturduğu koltuk değil; kimin sofrasında yemek var, kimin sofrası boş.
Gerçek refah, iktidarların başarı raporlarında değil, vatandaşın mutfağında ölçülür.
Ve bugün, siyasetin en büyük açığı da tam burada: sofralara bakmamakta.



