Siyasette herkes “iktidara talibiz” der. Ama işin perde arkasına bakıldığında, bazı muhalefet partilerinin iktidara gelmekten en az iktidar kadar korktuğunu görmek mümkün. Nasıl mı?
Muhalefette olmak, alışıldık bir konfor alanıdır. Sorumluluk sınırlıdır, yük daha azdır. En kolay cümle “Biz olsaydık böyle yapmazdık” demektir. Çünkü icraatta değilsin, elinde risk yok. Yapamadığın her şey için bahanen hazırdır: “İktidarda biz değiliz.” Bu durum yıllar sürdüğünde muhalefet refleksi adeta kimliğe dönüşür.
Bir süre sonra muhalefet partileri için en büyük tehlike, gerçekten iktidara gelmektir. Çünkü o gün geldiğinde, yıllarca söylenen sözlerin karşılığı verilmek zorundadır. Artık “biz olsaydık” diyemezsin; çünkü artık sensin.
Psikolojik açıdan bu, ciddi bir yük yaratır. Muhalefet partileri uzun süre “eleştiren taraf” rolünü oynayınca, çözüm üretme kapasitesini geliştirmek yerine söylem üretmeye alışır. İktidar olduğunda ise bu alışkanlık kolayca değişmez. Sonuç: yönetememe korkusu.
Sosyolojik boyutta da tablo nettir. Uzun süre muhalefette kalan partiler, etrafında “muhalefetle beslenen” kadrolar biriktirir. Bu kadroların tek uzmanlığı eleştirmektir, çözüm değil. İktidara geldiklerinde ellerinde büyük sözler vardır ama uygulama zayıftır. İşte bu yüzden bazı muhalefetler aslında bilinçaltında iktidara gelmek istemez. Çünkü muhalefet ederken güçlü, iktidara gelince çaresiz olacaklarını bilirler.
Bir de halkın gözünden bakalım. Halk uzun yıllar boyunca muhalefeti “sürekli kaybeden ama sürekli konuşan” bir aktör olarak gördüğünde güvenini yitirir. “Bunlar iktidara gelse de başaramaz” algısı oluşur. İlginçtir, bu algı bazen bizzat muhalefetin kendi psikolojisine de işler.
Asıl soru şudur: Bir muhalefet partisi gerçekten iktidara hazır mı? Yoksa sadece eleştirmeye mi alıştı? Çünkü iktidara hazırlanmak, sadece seçim kazanmak değil; risk almak, sorumluluk almak, karar alabilmek demektir.
Dünyada da örnekleri var. Almanya’da, İngiltere’de, hatta Latin Amerika’da… Uzun süre muhalefette kalan partilerin iktidara geldiğinde “biz hazır değildik” itirafları az değil. Çünkü muhalefet, bazen iktidardan daha rahat bir koltuktur.
O yüzden belki de siyasette iki ayrı korku vardır:
- İktidarların kaybetme korkusu.
- Muhalefetin iktidar olma korkusu.
Ve işte bu iki korkunun arasında, sıkışan daima halk olur.


