İklim değişikliğinde şirketlerin rolü artık herkesin malumu. Kömür, petrol, plastik… Liste uzayıp gidiyor. Peki medya bu konuyu nasıl işliyor?
Çoğu zaman manşetlerde gördüğümüz dil şu: “X şirketi çevreyi kirletti, Y şirketi iklim krizine katkıda bulundu.” Yani doğrudan suçlama. Ama şu soru aklımıza düşüyor:
- Sadece suçlamak yeterli mi?
- Yoksa aynı zamanda toplumun anlamasına, çözüm yolları üretmesine de yardımcı olmak mı gerekiyor?
🔹 Yeşil Yıkama Tehlikesi
Şirketler de boş durmuyor. Halkla ilişkiler çalışmalarıyla kendilerini “çevreci” gibi göstermeye çalışıyorlar. Örneğin geri dönüşümlü bir şişe üretiyor ama aynı anda milyonlarca ton plastik satmaya devam ediyor. Medya bu noktada kolayca onların diliyle konuşabiliyor.
🔹 Bağımsız Medyanın Rolü
İşte burada bağımsız gazeteciliğin önemi devreye giriyor. Çünkü bağımsız medya sadece “kim kirletti” demekle kalmaz; aynı zamanda “nasıl temizleriz, nasıl önleriz?” sorusunu da gündeme getirir. Bu, toplumu bilgilendirmekle kalmaz, harekete geçirir.
Belki de asıl mesele şu:
Medya, şirketleri yalnızca mahkeme kürsüsüne mi çıkarıyor, yoksa toplum için bir çözüm masasına da oturtuyor mu?


