Bugünün turizmi genelde hızlı. Bir şehre gidiliyor, en ünlü yerler bir günde geziliyor, fotoğraflar çekiliyor ve sıradaki durağa geçiliyor. Ama geriye ne kalıyor?
“Yavaş turizm” denen yeni trend işte tam burada ortaya çıkıyor. Hızlı gezmek yerine derin yaşamak. Köyde birkaç gün kalmak, yerel halkla sohbet etmek, tek bir şehrin arka sokaklarını keşfetmek…
Peki bu bize ne kazandırıyor?
– Tatili bir yarış olmaktan çıkarıp, gerçek bir nefes aldırıyor.
– Gidilen yeri sadece görmek değil, hissetmek mümkün oluyor.
– İnsan kendi hayatını da yavaşlatmayı öğreniyor.
Belki de asıl mesele şu:
Tatil dediğimiz şey, fotoğraf albümü doldurmak mı, yoksa ruhu gerçekten dinlendirmek mi?


