Bazen insanlar çok konuşur ama az şey söyler. Bazen de vardır öyleleri; fazla konuşmaz ama her şeyi anlar. Sessizdir, gösteriş yapmaz ama varlığı bile insana iyi gelir. Yanında olurlar, fazla bir şey demezler ama bilirsin ki yalnız değilsin.
Gerçek dostluk bazen sorun çözmek ya da binlerce öğüt vermek değildir. Bazen sadece kalabilmektir. Karşıdakinin gözyaşına tahammül edebilmektir. Onun sessizliğine saygı gösterebilmektir. Ve içten içe şu mesajı verebilmektir: “Ben buradayım. Sana kızmadan, senden bir şey beklemeden.”
Bugünlerde herkesin ağzında hızlı çözümler, tavsiyeler, “şöyle yap, böyle yap” cümleleri var. Ama çoğu zaman ihtiyacımız olan tek şey, biri tarafından görülmek. Biri yanımızdayken bize çözüm değil, huzur vermesi. Psikologlar da söylüyor: Sadece anlaşıldığımızı hissetmek bile stresimizi azaltıyor, vücudu sakinleştiriyor.
Ama bu o kadar kolay bir şey değil. Çünkü çoğu insan hemen müdahale etmek ister. Yardım etmek bahanesiyle aslında kendi huzursuzluğunu bastırır. Oysa gerçek güç, karşındakinin acısına katlanabilmek, onu düzeltmeye çalışmadan yanında kalabilmektir.
Bazen hiçbir söz söylemeden bir omza dokunmak, bir bakışla destek vermek yeterlidir. İşte bu sessiz anlar unutulmazdır. İnsan kalbine yazılır.
Belki de en büyük dostluk budur: çözüm değil, varlık. Drama değil, huzur. “Ben buradayım” demek, sadece bu kadar.



