Modern hayat bize kolaylıklar sundu, ama bedeli ağır oldu. Asansörler, fast food zincirleri, masa başı işler, saatlerce ekran karşısında geçirilen zaman… Sonuç: giderek artan obezite oranları ve hareketsizliğin yol açtığı sağlık sorunları.
Türkiye’de artık çocuklarda bile obezite ciddi bir sorun. Sokakta oyun oynayan, koşan, terleyen çocukların yerini tablet başında vakit geçiren, şekerli içeceklerle beslenen bir nesil alıyor. Erişkinlerde ise kalp-damar hastalıkları, diyabet ve eklem sorunları artıyor.
Hareketsizlik, sessiz bir tehlike. Çünkü yavaş yavaş ilerliyor, çoğu zaman fark edilmiyor. İnsanlar ancak ciddi sağlık sorunları ortaya çıktığında gerçeği kabulleniyor. Oysa küçük adımlar, büyük farklar yaratabilir: Asansör yerine merdiven çıkmak, kısa mesafeleri yürüyerek gitmek, düzenli spor yapmak…
Obezite ve hareketsiz yaşam, yalnızca bireysel bir tercih değil; aynı zamanda toplumsal bir sağlık meselesi. Çünkü sağlıksız bireylerin olduğu bir toplumun geleceği de sağlıklı olamaz.
Açık Soru:
Sağlıklı yaşamı bir lüks değil, bir zorunluluk olarak ne zaman görmeye başlayacağız?


