ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), sera gazı raporlama yükümlülüklerinde “hafifletme” önerisiyle gündemde. İlk bakışta kulağa bürokratik bir detay gibi gelebilir ama işin özü çok daha büyük: teknoloji, şeffaflık ve hesap verilebilirlik.
Bugün emisyonların takibi sadece kâğıt raporlardan ibaret değil. Uydu görüntüleri, dijital izleme sistemleri, yapay zekâ destekli analizler… Yani teknoloji sayesinde hem kirliliği daha net görebiliyor hem de şirketlerin sözlerini yerine getirip getirmediğini ölçebiliyoruz.
Peki, yükümlülükler hafifletilirse ne olur?
- Bu, inovasyonun önünü açmak yerine geriye doğru bir adım olabilir mi?
- Hesap verilebilirlik zayıfladığında, özel sektör kendi kendini mi denetler, yoksa “boşluklardan yararlanmak” daha cazip hale mi gelir?
Uluslararası alanda da tablo net değil. Bazı ülkeler daha sıkı denetimlere yönelirken, bazıları esnetiyor. Ancak bir gerçek değişmiyor: Dünyanın ortak atmosferi, ulusal gevşemeleri affetmiyor.
Elimizde bu kadar güçlü teknoloji varken neden kenara atalım? İklim hedefleri lafta kalmaz, ancak dijital takip ve şeffaf raporlarla gerçeğe dönüşür.


