Sokakta yürürken, markette kasada, trafikte direksiyon başında ya da hastane koridorunda…
Hemen her yerde aynı manzaraya şahit oluyoruz:
Asık yüzler, sert ses tonları, küçük bir olayda bile büyüyen tartışmalar.
Peki bu toplumsal öfkenin kaynağı nereden geliyor?
1. Ekonomik Baskılar
Maaşların alım gücü düştükçe, insanlar hayat pahalılığıyla mücadele etmekte zorlanıyor.
Eskiden maaşıyla ayın sonunu getirebilen bir aile, bugün aynı gelire rağmen ay ortasında borca girebiliyor.
Bu tablo, insanlarda sürekli bir stres ve gerginlik yaratıyor. En ufak bir olayda patlamaya hazır bir öfke doğuyor.
2. Trafik ve Kent Yaşamı
Türkiye’nin özellikle büyük şehirlerinde trafik en büyük stres kaynaklarından biri. İstanbul’da yapılan araştırmalara göre bir sürücü, günün ortalama 70 dakikasını trafikte geçiriyor.
Düşünün, her gün kaybolan bu 1 saate, ekonomik sıkıntılar ve kişisel sorunlar da eklenince, direksiyon başındaki öfkenin normalden fazla olmasına şaşırmamak gerekiyor.
3. Adalet Duygusunun Zayıflaması
Bir toplumda adalet duygusu yara alırsa, insanlar kendi hayatlarında da haksızlığa uğramış hissederler.
“Suçlular dışarıda, masumlar içeride” algısı, toplumda güven duygusunu azaltıyor.
Güvenin olmadığı yerde öfke artıyor. Çünkü bireyler, haklarını ararken yalnız bırakıldıklarını düşünüyorlar.
4. Sosyal Medyanın Etkisi
Bugün öfke, sadece sokakta değil, dijital dünyada da kendini gösteriyor.
Sosyal medyada küçük bir haber, dakikalar içinde binlerce öfkeli yorum alabiliyor.
Psikologlar, bu durumu şöyle açıklıyor: İnsan, sanal ortamda yüz yüze olmadığı için öfkesini daha kolay dışa vuruyor. Bu ise toplumun genel ruh haline yansıyor.
5. Günlük Kültürümüzde Sabır Kaybı
Geçmişte yaşlıların sıkça söylediği “sabır” kelimesi, bugün neredeyse kaybolmuş durumda.
Bir sorun çıktığında insanlar çözüm aramak yerine hemen kavga ediyor.
Örneğin:
- Hastanede sıra bekleyen bir hasta, dakikalarca bağırabiliyor.
- Market indiriminde çıkan izdiham, insanların birbirini itip kakmasına kadar varabiliyor.
- Trafikte en küçük bir hatada kornalar, küfürler havada uçuşuyor.
6. Psikolojik Yük
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin verilerine göre, depresyon ve kaygı bozukluğu vakaları son 10 yılda ciddi şekilde artmış durumda.
Ekonomik kaygılar, gelecek endişesi, işsizlik gibi faktörler bu artışın başlıca nedenleri arasında.
Ruhsal yükü ağır olan birey, günlük hayatta en ufak olaya bile öfkeyle tepki veriyor.
Asıl Soru:
Peki biz gerçekten neden bu kadar öfkeliyiz?
- Ekonomi yüzünden mi?
- Adalet duygusu zayıfladığı için mi?
- Trafikte, işte, sokakta sürekli baskı altında olduğumuz için mi?
- Yoksa en temelde birbirimizi anlamaya çalışmayı bıraktığımız için mi?
Belki de hepsi doğru.
Ama kesin olan bir şey var:
Eğer fikir üretmek, birbirimizi dinlemek ve çözüm aramak yerine sadece öfke ile yaşıyorsak…
O zaman hem güvenlik hem de adalet yara alıyor.
Bir toplumun öfkesi, aslında en net fotoğrafıdır.


