TÜİK, Ağustos enflasyonunu %32,95 açıkladı. Bu oran, Eylül ayı kira artışını da belirleyecek. Peki bu tablo kiracıya ne, ev sahibine ne söylüyor?
Türkiye’de enflasyon artık sadece bir istatistik değil, gündelik hayatın en yakıcı gerçeği. TÜİK’in açıkladığı Ağustos enflasyonu %32,95 oldu. Bu rakam kulağa teknik bir veri gibi gelse de, milyonlarca kiracının ve ev sahibinin cebine doğrudan dokunacak.
Çünkü kira artışları enflasyon oranına göre belirleniyor. Yani Eylül ayında kiralar yine yükselecek. Ev sahibi “Benim de masraflarım arttı” derken, kiracı “Artık ödeyecek gücüm kalmadı” diyor. İki taraf da haklı görünüyor, ama ortada çözümsüz bir denklem var.
Ekonomi yönetimi bu tabloyu “normalleşme süreci” olarak yorumluyor. Ama sokaktaki vatandaş için mesele çok basit: Evini kaybetmeden ay sonunu getirebilmek. Bugün Türkiye’de orta sınıf bile kira yükü altında eziliyor. Dar gelirli içinse barınma neredeyse lüks haline geldi.
Bu noktada asıl sorun şu: Enflasyon düşmeden, kiralardaki artışı frenlemek imkânsız. Geçici tavan uygulamaları ya da sınırlı müdahaleler pansuman etkisi yaratıyor ama hastalığı tedavi etmiyor.
Kısacası mesele sadece kira değil; mesele enflasyon. Eğer enflasyon kalıcı şekilde düşmezse, kiracı da ev sahibi de kaybediyor. Ve en çok da toplumun güveni eriyor.
Bugün Türkiye’de siyasetin en sıcak başlığı belki de bu. Çünkü siyasetçiler kürsüde tartışıyor, ama vatandaşın gündemi tek: “Ay sonunda kirayı nasıl ödeyeceğim?”


