Günümüz dünyasında hepimiz acele ediyoruz. Sokaklarda hızla yürüyen insanlar, kulaklıkla bir yere yetişmeye çalışan gençler, ellerinde telefonla sürekli bir şeyleri kontrol edenler… Herkesin bir telaşı var.
Ama dikkatle bakınca, o kalabalığın içinde birkaç kişi göze çarpıyor: Sessizce bankta oturan yaşlı bir amca, yere düşen yaprağa dalıp giden bir çocuk, ya da kalabalığın ortasında derin bir nefes alıp gökyüzüne bakan bir kadın.
Onlar, bize fark ettirmeden bir şey öğretiyorlar:
Bazen en büyük huzur, hiç kimseye yetişmediğin, sadece kendine kaldığın o birkaç dakikada saklıdır.
Belki de ihtiyacımız olan şey, sadece biraz yavaşlamak. Gözümüzü telefondan kaldırıp çevremize bakmak. Çünkü bazen en değerli anlar, en sıradan yerlerde saklıdır.
Koşuşturmanın ortasında, küçük bir sessizlik anı… İşte o an, bütün günün dengesini değiştirebilir.
Açık Soru:
Kalabalığın içinde siz en son ne zaman kendinize ait sessiz bir an yakaladınız?


