Ekonominin en yalın aynası bazen rakamlardır. Türkiye’nin 1980’den bugüne dolar karşısındaki serüveni, aslında toplumun belleğinde çoktan yer etmiş bir hikâyeyi tekrar hatırlatıyor: değer kaybı.
Aşağıdaki örnekler, her dönemi 10’ar yıllık süreçler halinde ele alıyor. Hesaplamalar, ilgili dönemin başında $1.000.000 doların Türk Lirasına çevrilmesi ve o tutarın 10 yıl boyunca elde tutulup dönem sonunda tekrar dolara çevrilmesi esasına dayanıyor. Böylece TL’nin dolar karşısında yıllar içinde nasıl eridiği somut olarak görülüyor.
1. Dönem: 1980–1989
1980’de $1.000.000 karşılığında 75.120.000 TL elde ediliyordu.
Bu tutar 1989 sonunda tekrar dolara çevrildiğinde sadece $384 kalıyordu.
Kayıp oranı: –99,96%

2. Dönem: 1990–1999
1990’da $1.000.000 karşılığında 2.606.000.000 TL elde ediliyordu.
1999 sonunda aynı para tekrar dolara çevrildiğinde sadece $4.178 ediyordu.
Kayıp oranı: –99,58%

3. Dönem: 2000–2009
31 Ocak 2004 tarihinde, altı sıfır atıldıktan sonraki TL tutarı:
2000’de $1.000.000 karşılığında 623.704 TL (6 sıfır atıldıktan sonraki para birimi) elde ediliyordu.
2009 sonunda bu tutar tekrar dolara çevrildiğinde $415.803 kalıyordu.
Kayıp oranı: –58,42%

4. Dönem: 2010–2019
2010’da $1.000.000 karşılığında 1.500.000 TL elde ediliyordu.
2019 sonunda bu tutar tekrar dolara çevrildiğinde $213.980 ediyordu.
Kayıp oranı: –78,60%

5. Dönem: 2020–2025 (Ağustos)
2020’de $1.000.000 karşılığında 7.010.000 TL elde ediliyordu.
2025 Ağustos’unda aynı para tekrar dolara çevrildiğinde $171.814 kalıyordu.
Kayıp oranı: –82,82%

6. Önümüzdeki Dönem: 2020–2030
Şimdi gözler önümüzdeki yıllarda. 2020–2030 aralığının henüz ilk yarısını yaşıyoruz. Daha şimdiden 5 yılda %80’e yakın değer kaybı yaşanmışken, geri kalan 5 yılda tablo nasıl şekillenecek?
Analiz: Ortak Noktalar ve Farklılıklar
🔹 Ortak Nokta:
Her 10 yıllık dönemde, dolar karşısında TL’nin ciddi ölçüde değer kaybettiği görülüyor. Bu, siyasi iktidarlardan bağımsız şekilde, ekonomideki yapısal kırılganlıkların sürekliliğini gösteriyor.
🔹 Farklılıklar:
- 1990’lı yıllarda kayıp oranı neredeyse %100’e yaklaşarak en dramatik dönemi işaret ediyor.
- 2000 sonrası yapılan reformlar ve sıfırların atılması, kaybı bir nebze azaltmış olsa da trend değişmemiş.
- 2010’dan sonra ise tekrar hızlı değer kaybı süreci başlamış ve 2020 sonrası çok daha sertleşmiş.
🔹 Genel Eğilim:
Türkiye ekonomisi, uzun vadeli üretim, istihdam ve ihracat temelli bir yapıya kavuşamadığı sürece döviz karşısındaki değer kayıplarını engelleyemiyor. Kısa vadeli müdahalelerle kurlar belli dönemlerde frenlense de, tablo 10 yıllık süreçlerde kalıcı kayıplara işaret ediyor.
🔹 Geleceğe Dair:
2020–2025 arasında yaşanan %80’e yakın kayıp, önümüzdeki beş yılın da kritik olacağını gösteriyor. Bu, yalnızca finansal politikalara değil; aynı zamanda güven ortamına, dış ilişkilerdeki dengelere ve ülkenin üretim kapasitesine bağlı olarak şekillenecek.
Sonuç
Ekonominin fotoğrafı nettir: TL, her on yılda dolar karşısında önemli oranda erimiştir. 1980’den bu yana değişen hükümetler, farklı politikalar, yeni yasalar olsa da, temel tablo değişmemiştir.
Önümüzdeki beş yıl, bu gidişatın kırılıp kırılmayacağını gösterecek. Belki de bu tablo, ekonomide köklü bir değişim ihtiyacını en yalın haliyle ortaya koyuyor.
1980’den bugüne kadar dolar/TL değişimini kim nasıl hesaplarsa hesaplasın, sonuç değişmez. İster o yılın en iyi kurunu alsın, ister en kötü kurunu… Sadece rakamlar farklı görünür. Ama TL’nin dolar karşısındaki büyük kaybı hep aynı kalır. En fazla beş yukarı, beş aşağı oynar; ama tablo değişmez.
Açık Soru:
Bu tablo bize ne anlatıyor?


