Son yıllarda bilim dünyası bir gerçeği daha çok dile getiriyor: Doğada vakit geçirmek ruh sağlığına iyi geliyor. Yürüyüşler, orman terapileri, su kenarında geçirilen zaman… Hepsinin kaygıyı azalttığı, stresi düşürdüğü kanıtlanıyor.
Ama şu sorular akla geliyor:
– Biz aslında yeni bir şey mi keşfediyoruz, yoksa insanın bildiği en eski şifayı mı hatırlıyoruz?
– Modern terapilerle doğa arasında gerçekten bir fark var mı, yoksa ikisi de aynı kapıya mı çıkıyor?
– Şehir hayatı ruhumuzu yıpratıyorsa, çözüm belki de doğaya dönmek değil mi?
Unutmayalım:
İlaç her zaman kutularda değil; bazen de ağaçların, rüzgârın, kuş seslerinin içinde saklıdır.
Belki de asıl mesele şu:
Doğa lüks değil, ruh için temel bir ihtiyaç.


