Bazı çocuklar vardır, hiç sesini çıkarmaz, kurallara uyar, kavga etmez. Büyükler hemen “Ne kadar uslu!” der. Güzel bir şey gibi görünür, ama işin içinde gizli bir sorun vardır. Çünkü çocuk zamanla şunu öğrenir: “Ben sessiz ve sorun çıkarmadığımda seviliyorum.” Yani kendi gerçek duygularını, öfkesini, itirazını bastırır.
Psikologlar diyor ki: Çocukları sadece “uslu” oldukları için övmek, uzun vadede onların özgüvenini zayıflatabilir. Çünkü çocuk, “Ben ancak sessiz olursam değerliyim” diye düşünmeye başlar. Oysa çocukların hayır demesi, öfkelenmesi, soru sorması, hatta zorlanması da normaldir ve gelişimlerinin bir parçasıdır.
Doğru olan, çocuğu “sonuç” için değil, “çabası” için takdir etmektir. Mesela “Ne güzel usluydun” demek yerine, “Bana duygunu söylediğin için cesurdun” ya da “Bu zor işi denediğin için seninle gurur duyuyorum” demek çok daha faydalı olur. Böylece çocuk, kendi gerçek duygularını bastırmadan büyür.
Gerçekten sağlıklı bir çocuk yetiştirmek, onu “uslu” yapmak değil; onu “kendisi gibi” kabul etmekten geçiyor.

Çocuğu Nasıl Daha Doğru Övmeli?
– Çocuğu şekillendirerek değil, gelişimini destekleyerek.
– Sessizliği överek değil, kendini ifade etmesini anlayarak.
– Suskunluğu ödüllendirerek değil, paylaşmasını değerli bularak.
– “Ne kadar uslu!” diyerek değil, “Bunu yaparken ne hissettin?” diye sorarak.
– Uyumu görerek değil, gerçek duygularını güçlendirerek.
– Yönlendirmek için değil, anlamak için övgü vererek.
– Sadece “terbiye ederek” değil, gerçek bir ilişki kurarak.
Böylece övgü, bir kontrol aracı değil; bağ kurmanın aynası olur.


